Eğer dijital pazarlamanızı daha karlı bir yatırım aracına dönüştürmek, daha fazla müşteri çekmek ve rakiplerinizi kıskandırmak istiyorsanız… tam olarak okumanız gerekeni okumak üzeresiniz…
Kendi dijital pazarlamamı yapmaya başladığım günü dün gibi hatırlıyorum. Her anından nefret etmiştim.
En kötü noktası neydi biliyor musunuz? Tasarım fakültesinden birincilikle mezun olduğum, ve deneyimli olduğum için bunun çocuk oyuncağı olduğunu düşünüyordum.
En başarılı rakiplerimin pazarlamalarını analizledim. Ama sıra aynısını kendi küçük işletmeme yapmaya geldiği zaman… Ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu…
Bomboş sayfaya baktıkça baktım. Ve boş sayfayla göz göze geldikçe kendimi daha da aptal hissettim.
Çoğu dijital pazarlamanın işe yaramamasının arkasındaki sebep:
Araştırmamı genişletmeye karar verdim.
Bazı kaynaklar bana kendimden çokça bahsetmem gerektiğini. Verdim hizmeti detaylı bir şekilde anlatmam gerektiğini, diğer kaynaklar bunu profesyonel olmadığını ve sürekli markamdan bahsetmem gerektiğini söylüyordu.
Kimisi tekrar tekrar aynı şeyi vurgulamamı, kimisi bunun sıkıcı olduğunu ve kimsenin benimle çalışmak istemeyeceğini söylüyordu.
Artık acilen aksiyon almam gerektiğini, bir kestirme yol çizmem gerektiğini ve rakiplerimin yaptığı şeyi yapmam ve benzer bir pazarlama yapmam gerektiğini düşündüm. Arkadaşının ödevini kopyalamak ama üzerinde değişiklikler yapıp birebir aynı ödevi teslim etmemek gibi.
Yapmam gerektiğini düşündüğüm şeyleri bitirdim ve yayınladım.
Aradan haftalar geçti ve hiçbir sonuç alamadım. Araştırmaya başladım ve bunun sadece marka bilinirliği oluşturmak için olduğunu çokta bir önemi olmadığı hakkında konuşan birçok kaynak ve makale buldum.
Kafama pek yatmadı, çünkü dijital pazarlamanın amacının müşteri çekmek ve potansiyel müşterileri, gerçek müşteriye çevirmek olduğunu çok iyi biliyorum.
Pazarlamanızı düzeltmek:
Bir şeye para harcadığımız zaman, sonuçlarını ölçmemiz gerekir.
Bir ekipmana, yemeğe, ya da bir kıyafete para harcarken paramızın karşılığını aldığımızdan emin oluruz, değil mi?
Kendi işime başladığım zaman aynısını yapmaya çalıştım, sonuç yerine kafama yatmayan sorular kazandım.
“Pazarlama, marka bilinirliği içindir”
“Pazardaki farkındalığımızı arttırmak”
“Bu reklam ve web sitesi markalaşmamızı ve marka pozisyonumuzu sağlamlaştırmamızı sağladı”
Bunlar sorunuza yanıt ararken kendinizi avutmanızı sağlayacak laf salatasıdır.
İşte çirkin gerçek:
“Çoğu işletme pazarlama bütçesinin yarısını çöpe atıyor. Hatta daha fazlasını”
Ve bu benim kafama yatmadı.
Paramı Çöpe Atmayı Nasıl Durdurdum?
Ve Aynısını Nasıl Yapabilirsiniz?
Bu konunun temeline inmeye ve etkili pazarlama yöntemleri yaratmanın formülünü bulmaya karar verdim.
Güzel haber: Bir formül var.
Kötü haber: Gerçekten işe yarayan şeyi bulmak için, gecemi gündüzüme katarak çalışmak, birçok şeyi test etmek ve deneme yanılma yapmak, uykusuz geceler geçirmek gerekti.
Formülün detayına inmek gerekirse, burda sabaha kadar size bir şeyler anlatmam gerekir. Size en kolay formülü vermeme izin verin.
Bazıları buna “Pearson’s Law” diyor.
“Ölçülebilir olan, gelişir.”
Dijital pazarlamanızdan artık sonuçlar almak ve rakiplerinizi kıskandırmak mı istiyorsunuz?
Ölçüm araçları kurun ve ziyaretçilerinizin hareketlerini analizlemeye başlayın. Bir yanıt mekanizması kurun ve sonuçları ölçülebilir hale getirin. “Web sitenizde ve reklamlarınızda bir şeyler yapmasını isteyen bir harekete geçirici mesaj.“
Ve her şeyi gözetim altına alın. Artık ölçülebilir bir veriye sahibiz. Test edin. Neyin çalıştığını, neyin işe yaramadığını öğrenin.
Bir müşteriyle çalışmaya başladığım zaman yaptığım ilk şeylerden biri şu basit kuralı uygulamaktır:
"Yaptığımız her şeyin, istisnasız ölçülebilir olması gerekiyor."
Artık pazarlama saçmalıklarına son. Ölçülebilir, somut, veriye dayalı sonuçlar.
Bunu yapmanın binbir türlü yolu var ve sizinki de dahil olmak üzere her işletme için yapılabilir.
Bunu işinizde nasıl yapacağınızı bilmek istiyorsanız, benimle iletişime geçin.
Ücretsiz bir görüşme ayarlayın ve sizin işletmenizi nasıl geliştirebileceğimize birlikte bakalım.