Şimdi dikkatlice okuyun, çünkü pazarlama dünyasının en büyük günahını size anlatacağım:
Sıkıcı olmak.
Evet, yanlış duymadınız. Sıkıcı olmak, sizin pazarlama çabalarınızı sessizce öldüren, sinsice gizlenmiş bir katil.
Sosyal medya gönderilerinden reklamlara, tüm markanızı sıradanlaştıran, işletme sahiplerini uykusuzluğa sürükleyen bir düşman.
Ve asıl vurucu nokta burada: Satışlarınızı yavaşça öldürüyor… hem de siz farkına bile varmadan.
Sıkıcı Pazarlama Neden Pazarlama İntiharıdır?
Bakın, dijital dünyada geçerli tek para birimi dikkattir.
Ve insanların dikkat süresi? Bir balıktan bile kısa. Saniyeler içinde onları yakalayamazsanız, geçmiş olsun. O müşteri, daha parlak, daha heyecan verici bir teklife doğru kayıyor bile.
Peki siz ne yapıyorsunuz? Eğer kuru, ruhsuz mesajlar gönderip sıradanlaşıyorsanız, o müşteriyi çoktan kaybettiniz demektir!
Çünkü sıkıcı olan şeyler ne ilham verir, ne insanları harekete geçirir. Olduğu gibi durur… ve dünyada bilgi yığınları arasında kaybolup gider.
Sıkıcılık Nasıl Gizlice İçinize İşler?
“Ürünüm kaliteli,” diyorsunuz. “Hizmetim harika!” Harika, güzel. Ama gerçek şu ki… kimse ilgilenmiyor.
İnsanlar şunu bilmek istiyor: “Bu benim için ne anlama geliyor?” Eğer bu soruya heyecan verici bir cevap sunamazsanız, ve bunu sıkıcı bir dille yapıyorsanız, onları kaybetmişsinizdir.
"Profesyonel" görünmek ya da markayı “saygın” göstermeye çalışmak gibi bahanelerle sıkıcılığa saplanıyoruz çoğu zaman. Ama unutmayın, başarılı markalar risk alır, öne çıkar, gerekirse birkaç kişiyi kızdırır. Çünkü güvenli oynamak, ancak kaybetme korkusuyla oyalananlar içindir.
Sıkıcılığın Lanetinden Kurtulmanın Yolu
Peki bu sıkıcılıktan nasıl kurtulacağız? İşte burada anahtar şu: Ürününüzün müşterilere heyecan veren yanını bulun ve bunu gururla paylaşın. Kuralları bir kenara bırakın. "Mükemmel" bir imaj peşinde koşmak yerine dikkat çekici olmaya odaklanın.
Bu bir dikkat mücadelesi ve eğer bu savaşı kazanmak istiyorsanız, kendinizi göstermelisiniz.
Mesajınızı ilk buluşma gibi düşünün. Ürün özellikleri, markanızın köklü tarihi gibi konularla mı başlayacaksınız? Tabii ki hayır! En ilginç yönlerinizle başlarsınız. Hikayeler anlatın, merak uyandırın, dinlemeye zorlayın. Yani sizi farklı kılan neyse, onunla öne çıkın.
Hikaye ve Duyguların Gücü
Bir şeyi asla unutmayın: İnsanlar mantıkla karar verir, duygularla satın alır. İşte bu yüzden reklamlarınız insanlara dokunmalı. Onlara bağlanabilecekleri bir hikaye verin. Ürününüzün hayatlarında nasıl bir fark yaratacağını, hangi sorunları çözdüğünü ya da nasıl bir endişeyi ortadan kaldırdığını anlatın.
Daha iyisi, bu ürün ya da hizmet olmadan yaşanacak eksikliği hissettirin.
Ve kendinizi sınırlandırmayın, gerçek olun. Kimse “Biz kaliteye önem veriyoruz” diyen bir reklamı hatırlamaz. Ama onları sarsan, bir duyguyu harekete geçiren bir hikaye anlatırsanız, asla unutulmazsınız.
Son Uyarı: Pazarlama Mezarlığı Sıkıcı Markalarla Dolu
Sonuç olarak, piyasa size ilgi borçlu değil. O ilgiyi kazanmak zorundasınız. Ve bunu yapmanın yolu sıkıcı olmamaktan geçiyor. Mesajınızı sulandırarak ya da sıradanlaştırarak, markanızı öldürüyorsunuz.
Kalabalığın arasından sıyrılmaya, dikkat çekmeye, gerçekten değer yaratmaya hazır değilseniz, bu çaba boşuna demektir.
Şimdi kendinize sorun: Öne çıkmaya, cesur olmaya, insanların ilgisini çekecek bir şeyler söylemeye hazır mısınız? Çünkü pazarlamada sıkıcı olmak yalnızca bir hata değil—adeta bir intihardır.
Yeniden görüşmek üzere,
Burak,
P.S. Reklamlarınızı bir sonraki aşamaya mı taşımak istiyorsunuz? Eğer uyumlu olursak, mevcut reklamlarınızı analiz eder ve tıklama oranınızı artırmak için net, uygulanabilir geri bildirimler veririm.
Hiçbir baskı yok, zor satış yok. Formu doldurun, başlayalım: Ücretsiz pazarlama görüşmenizi buradan alın.
Commentaires